Güvende ve güvenli çocuk yetiştirmek
Öğlen iş arkadaşlarıyla yemek yerken çapraz masadan bir ses geldi:
“Yemeğini yemezsen büyüyemezsin ve seni kötü insanlar kaçırır.”
Dönüp baktım 65 yaşlarında bir beyefendi, büyük ihtimalle beş yaşındaki kız torununu uyarıyordu.
Beyefendi, korku ve kaygı yaratarak torununun yemek yemesini sağlamaya çalışırken ne kadar yanlış bir davranış sergilediğinin farkında bile değildi. Biz ebeveynler çocuklarımızın iyiliği için bir şeyler yaptığımızı zannederken diğer taraftan telafisi imkânsız yanlışlar yapabiliyoruz.
Bireyin kendine güvenmesinin yanında kendini güven içinde hissetmesi ve başkalarına güven vermesi, psikolojik sağlığı açısından oldukça önemlidir. Çocuklar, büyüme ve olgunlaşma sürecinde büyüyüp hayata atılmaya hazırlanırken başkalarına ve dünyaya nasıl güveneceklerini öğrenmelidir. Güven, öyle temel bir duygudur ki kişilik gelişiminde en önemli faktör olan öz güvenin de ilk adımıdır.
Çocuğun psikolojik olarak sağlıklı gelişimi için öncelikle ailesini, çevreyi ve dünyayı güvenli bir yer olarak algılaması gerekmektedir.
Peki, çocuğumuz, bazı ortamların ve durumların kendisi için güvensiz olduğunu nasıl fark edecek? Çocuğumuzun hem kendini güvende hissetmesini hem de kendini korumasını nasıl sağlayacağız?
Uyuşturucu ile Mücadele Şurası’nda Prof. Dr. Seyit Mehmet Şen, çocukların akşam belirli bir saatte evlerinde olmalarının çocukların güvende olması anlamına geldiğini ancak günümüzde çocukların elinde tablet ve cep telefonu bulunmasının, çocuğun gece yarısı sokakta olması kadar tehlikeli olabileceği konusunda haklı bir uyarıda bulunmuştur.
Çocukların güvenliğini sağlamak konusunda bize yön verecek en temel şey “sınırlar”dır. Bütün çocuklar dünyalarını sınama ve keşfetme ihtiyacı hissederler. Ancak bu keşif sürecinde onlara yol gösterecek sınırlara da ihtiyaç duyarlar.
Sınırlar, çocukların hem kendilerini hem de yaşadıkları ortamı kavramalarını sağlar; onlara keşif ve öğrenme fırsatı sunar. Anne babaların görevi, çocuklarına normal gelişim sürecini engellemeden fırsatlar yaratmak ve onlara destek olacak, güvende hissettirecek, gerektiğinde esneyebilen sınırlar koymaktır.
Sınır koyma, çocuklar büyüyüp olgunlaştıkça düzenlenmesi gereken dinamik bir süreçtir.
Son olarak çocuklarımız bir gün bize gelecek, Samed Behrengi’nin kitap kahramanı Küçük Kara Balık gibi “Gidip dereciğin bittiği yeri görmek istiyorum. Biliyor musun anne? Ben aylardır bu derenin nerede bittiğini düşünüyorum ama hâlâ işin içinden çıkamadım. Geceden beri gözüme uyku girmedi. Sürekli düşünüp durdum. Sonunda gidip suyun bittiği yeri bulmaya karar verdim. Diğer yerlerde neler olup bittiğini bilmek istiyorum.” diyecekler.
Bizler ise artık yeterli olgunluğa sahip olan çocuklarımızın kendilerini koruyacaklarından ve güvenliklerini sağlayacaklarından emin bir şekilde yeni denizleri keşfetmelerine izin vereceğiz.
ÇOCUKLARIMIZIN GÜVENLİĞİNİ NASIL SAĞLARIZ?
İletişim-Farkındalık- Duygusal Gelişim
İlk olarak çocuğunuzun güvenli bir ortamda yetişmesini sağlayın.
Sağlıklı bir aile-çocuk bağı oluşturun.
Çocuğunuzu dinleyin, izleyin ve etkili bir iletişim kurun.
Çocuğunuzun gerçek ya da hayalî korku ve endişelerini önemseyin.
Ailece akşam yemeklerini bir arada yemeye özen gösterin ve her aile üyesiyle gününün nasıl geçtiğine ilişkin sohbet edin.
Çocuğunuza sevginizi; söyleyerek, sarılarak ve öperek ifade edin.
Çocuğunuzla onun da hoşuna gidecek şekilde kaliteli zaman geçirin.
Çocuğunuzu korkutarak disiplin sağlamaya çalışmayın.
“Ailem beni seviyor, beni önemsiyor.” algısı bir çocuğun sağlıklı gelişmesi için çok önemlidir.
Güvenlik-Sosyal İlişkiler
Çocuğunuza, hoşuna gitmeyen bir davranışla karşılaştığında “hayır” demesi gerektiğini öğretin.
Çocuğunuza ev adresinizi, telefon numaranızı öğretin; kaybolduğu, size ulaşamadığı takdirde kime başvuracağı, nereye gidebileceğini, kimi arayacağı bilgisini verin.
Çocuğunuzun arkadaşlarını ve arkadaşlarının ailelerini tanıyın.
Çocuğunuz biri ile bir arada olmak istemiyorsa, bir ortamda bulunmaktan rahatsız oluyorsa nedenini mutlaka öğrenin.
Çocuğunuza ilişkin kişisel bilgi ve görüntüleri sosyal medyada paylaşmayın. Çocuğunuzu da sosyal medyada kendisine ilişkin detaylı bilgi vermemesi hususunda uyarın ve takipte olun.
Bedenini Tanıma-Koruma
Çocuğunuzun iki yaşından itibaren özel bölgelerini öğretin; hem bedenini hem de duygularını tanımasını sağlayın.
Biri kendisine istemediği bir şekilde dokunursa, hayır demesini ve yardım istemesini öğretin.
Kendisini tedirgin eden kişilerden kaçmayı ya da yüksek sesle bağırmayı öğretin.
Çocuğunuza kendilerini güvende hissetmediği zaman büyüklerin sözünü dinlemeyebileceğini anlatın.
Kendisini rahatsız eden bir olay olduğunda hemen gelip size söylemesini, onun anlattığı her şeye inanacağınızı belirtin.
Binay Bilge Annak, Uzman Psikolog