Her İnsan Sınanır

HER İNSAN SINANIR

İnsanoğlu sıkıntı ve musi­betler karşısında “Ne­den başıma geldi?” demeden önce her insanın sınanmak üze­re yaratıldığı ve yer­yüzüne gönderildiği hakikatini hatırlama­lıdır. Hz. Âdem ve Hz. Havva yaratıldıktan hemen sonra yerleş­tirildikleri cennette im­tihana tabi tutulmadılar mı? Onların yeryüzü imti­hanları da cennetteki imti­hanlarından sonra başlamadı mı? İnsan boş yere yaratılma­dığını ve asıl yurduna dönüşü­nün de sınamalar neticesinde olacağını yeniden hatırlamalıdır.

Sonsuz rahmet ve şefkat sahibi olan Rabbimiz, yeryüzü mace­ramızda nasıl sınamalara maruz kalacağımızı daha önce sınanan peygamberler ve toplumlar üze­rinden bizlere anlatır. Hak Teâlâ insanoğlunu uyarır, tekrar ve tekrar bu hakikate dikkat çe­ker: “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek dene­riz. Sabredenleri müjdele.” (Ba­kara, 2/155.)

Peki, neden sınar bizi Yaratan, neden musibet ve sıkıntılarla dener kullarını? Yüce Rabbimiz kullarının kendisini bilmesini ve iman etmesini ister ve imanlarındaki samimiyetinin ortaya çıkması için de imtihana tabi tutar.

İnanan insanın bir musibetle karşılaştığında göstermesi ge­reken ilk tavır sabırdır. Hz. Pey­gamber (s.a.s.) “Sabır, acı bir olayın yaptığı sarsıntıya karşı ilk anda gösterilen tahammüldür.” (Buhari, Cenâiz, 32.) buyuruyor. Kul, musibetin isabet ettiği ilk anda sabır ve metanet gösterirse Cenab-ı Hak onu bu sıkıntılı za­manda hem daha mukavemetli yapacak hem de ilahi yardıma mazhar olacaktır. Zira Rabbimiz sabredenlerle beraberdir (Bakara, 2/153.)

Sabır, ya­şanan zorluk karşısında pasif kalmak, beklemek olarak an­laşılmamalıdır. Aksine dirayetli davranmak ve umutsuzluğa düşmemek anlamına gelir. İn­san ancak dirayetli olduğunda tedbiri elden bırakmaz ve akılcı çözümler geliştirebilir. Sabır, ki­şiyi sıkıntılar karşısında güçlü kı­lan aktif ve dinamik bir süreçtir.

 “Kim sabrederse, Allah ona dayan­ma gücü verir. Kimseye sabır­dan daha hayırlı ve daha geniş bir ikram verilmemiştir.” (Müslim, Zekât, 124.) buyuran Sevgili Pey­gamberimiz, sabrın kulu güçlü kıldığına ve bunun ne büyük ni­met olduğuna dikkat çekmiştir.

Yüce Allah’ın kulunu imtihan etmesi, onun kemalat yolculu­ğunda manen olgunlaşmasına vesile olan bir durumdur. İn­san sabır ve temkini kuşandığı zaman olgunlaşır. Meselelere temkinli yaklaşan kişinin her işi hayırla neticelenir. Başına bir sıkıntı geldiğinde sabreder bu onun için hayır olur. Sevinçli bir hâl yaşarsa buna şükreder, bu da onun için hayır olur. (Riyâzü’s-sâlihin, I/54.)

İnsan zorluklarla sınandığında hayata, olaylara ve kişilere farklı açı­lardan bakma becerisi kazanır. Daha hoşgörülü, daha merha­metli daha sabırlı bir insan olma fırsatını yakalar. Başka insanla­rın acılarını anlar.

Musibeti Al­lah’ın bir ayeti olarak görmek, görünenin ardındakine, işaret ettiğine bakmak gerekir. İnsan, musibeti doğru okuduğunda onunla mücadele etmek için doğru stratejiler geliştirebilir. Bu da sadece sonuçlar üzerin­de değil, onu meydana getiren sebepler üzerinde etraflıca düşünmekle olur. Musibetten dersler çıkarmanın yolu böylesi tefekkürî bir yaklaşımdır.

Musibetler Rabbimize yakın­laşmaya ve arınmaya da vesile olur. İnsan, fıtratı gereği bir sı­kıntıyla karşılaştığında ve ona bir zarar dokunduğunda hemen Rabbine yalvarır ve dua eder (Rum, 30/33.)

İnsan ne kadar aciz ve zayıf bir varlık olduğu­nu böyle zamanlarda daha iyi idrak eder. Rabbine yönelir ve O’ndan medet umar: “Birinizin başına bir musibet/acı bir şey geldiğinde ’Biz Allah’a aitiz ve biz O’na döneceğiz. Allah’ım başıma gelen musibetin/acının mükâfatını senden bekliyorum. Bundan dolayı bana ecir ihsan et, benim için onu daha hayırlı­sıyla değiştir.’ desin.” (Ebu Davud, Cenaiz 17-18.) Zira mümin kulun başına gelen her musibet onun için bir arınma vesilesidir.

Yüce Allah inananlarla beraber­dir. Kendisine tevekkül edenle­re mutlaka sıkıntıdan çıkış yolu gösterir. Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır buyuruyor Cenab-ı Hak İnşirah suresin­de. Öyleyse aradığımız kolaylığın zorluğun içinde saklı olduğunu, zorluk ve sıkıntı olarak gördüklerimizin bizim için nasıl hayırlar taşıdığı­nı tefekkür edelim. Rabbim tüm musibetlere sabır göstermeyi ve hikmet nazarıyla okumayı nasip eylesin.

Dr. Lamia LEVENT ABUL