Paris DİTİB Akademi seminerlerinde bu hafta, Doç. Dr. Abdulcebbar KAVAK tarafından “İslam Tarihinde Nakşibendî Tasavvuf Geleneği” konulu bir seminer düzenlendi. Seminerde bir konuşma yapan Doç. Dr. Abdulcebbar KAVAK, Buhara merkezli Nakşibendi ekolünün Horasan ve İran coğrafyasında varlık gösterdikten sonra Balkanlar, Anadolu, Biladüşşam ve Hint alt kıtasında yayıldığını belirtti. Nakşibendiliğin tarih boyunca dinamik yapısını kaybetmediğini vurgulayan KAVAK, bu hususta şöyle konuştu: “Nakşibendiliğin itikadi yönü İslamın özünü yansıtıyor. Nakşibendilik, İslami kültürün taşıyıcı üç kurumu olan cami, tekke ve medreseyi birleştirdi. Ayrıca alim, müderrris ve sufi kimliklerini tek şahısta birleştirdi.”
Nakşibendiliğin bu denli geniş bir coğrafyaya yayılmış olmasını açıklayan KAVAK, Abdulhalik Gücdevani, Muhammed Bahauddin Şah-ı Nakşibendi, İmam-ı Rabbani ve Mevlana Halid-i Bağdadi gibi dini ve ilmi karizmatik şahsiyetler etrafında sistemleşmiş olduğunu dile getirdi. Nakşibendiliğin İslam ittihadı ve kardeşliğini esas aldığını belirten Kavak, Mevlana Halid-i Bağdadi’nin halifelerine yazdığı mektupta Osmanlı sultanlarının muzaffer olması için her hatmede dua edip mücadele etmelerini istediğini anlatarak konuşmasını sonlandırdı.
Seminere katılan Doç. Dr. Abdulcebbar Kavak’ın Karabük Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi’nde akademik çalışmalarına devam etmekte olup, İslam Tasavvufu ve Şark Medrese Geleneği konularında yayımlanmış birçok eseri bulunmaktadır.
Ana Sayfa Arşiv / Archives Paris DİTİB Akademi’de Bu Hafta, “İslam Tarihinde Nakşibendî Tasavvuf Geleneği”